Trafik Kazalarında Tazminat Davaları

Anasayfa / Blog / Trafik Kazalarında Tazminat Davaları

img

Trafik Kazalarında Tazminat Davaları

1-)Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Nedir? ,Ne İşe Yarar? ,Amacı?

Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası, en az bir motorlu aracın katıldığı bir kazada ölüm, yaralanma, sakatlanma gibi bedensel zararlar ile üçüncü kişilere ait ev, araba, arazi vs. gibi malvarlıklarında meydana gelen zararlarının giderilmesi amacıyla zarara uğrayan kişiler tarafından trafik kazasında sorumluluğu bulunanlara karşı açılan bir tazminat davası türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Trafik kazası tazminatı , hem bedensel hem de malvarlığına yönelik oluşan zararları tazmin amacıyla açılan davaları ifade etmektedir.

Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davasının hukuksal dayanağını, trafik kazasının bir haksız fiil sorumluluğu doğurmasıdır.Borçlar Kanunu’nda haksız fiil şöyle tanımlanmıştır.

 MADDE 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Trafik kazasının hukuki nitelik açısından haksız fiil olmasının; zamanaşımı, mahkemenin yetkisi, tazminatın miktarı gibi pek çok konuda bazı sonuçları vardır.

 

2-)Trafik Kazası Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Zamanaşımı Süresi Nedir?

Trafik kazasının meydana gelmesinden itibaren en önemli sorunlardan ve sorulardan  bir tanesi de kazadan sonra zamanaşımı süresinin ne zaman başladığı ve dolduğu  yönündedir.Trafik kazası meydana geldiği, yani haksız fiilin işlendiği gün, tazminat davasında zamanaşımı süresi işlemeye başlamaktadır. Tüm haksız fiillerde uygulandığı gibi trafik kazalarından da iki zamanaşımı süresinin hangisi davacının lehine ise o zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. Trafik kazası nedeniyle zamanaşımı süreleri  Tazminat Davası Esas Zamanaşımı Süresi ve Ceza Zamanaşımı Süresi olarak ikiye ayrılmaktadır. Bunlar:

A-)Tazminat Davası Esas Zamanaşımı Süresi:

Trafik kazası nedeniyle zarar görenin, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayarak 2 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Zarara uğrayan , faili ve zararı daha geç öğrense bile her halhalde fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi söz konusu olmaktadır.

Karayolları Trafik Kanunu’nda bu süre kesin olarak belirlenmiştir. Şöyle ki:

Zamanaşımı:

Madde 109 – Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.

             Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.

             Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.

             Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.

             Diğer hususlarda, genel hükümler uygulanır.

 

B-)Ceza Zamanaşımı Süresi:

Trafik kazası nedeniyle herhangi bir suç meydana gelmişse ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Karayolları Trafik Kanunu’nda belirtildiği üzere : Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.denmektedir.

Trafik kazalarında ölüm ya da yaralanma varsa , caza kanununda o suç için öngörülen dava zamanaşımı süresi ne ise , maddi ve manevi tazminat davası açma süresi de odur.Ancak ceza davası devam etmekteyse , ceza davası devam ettiği müddetçe herhangi bir zamanaşımı süresine bağlı olmadan trafik kazası sebebiyle tazminat davası açılabilmektedir.

3-)Kimler Tazminat Davası Açabilir?

Trafik kazasında maddi veya manevi bir zarar meydana gelmiş ise öncelikle hayatın olağan akışına uygun olarak kazadan zarar görenin bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilmektedir. Kazadan doğrudan zarar gören kişi, maluliyet nedeniyle  çalışma hayatı boyunca uğrayacağı iş gücü kaybı nedeniyle  maddi tazminat; trafik kazası nedeniyle uğradığı elem , keder  ve psikolojik bunalımlar sebebiyle manevi tazminat talep edebilmektedir.

Trafik kazası nedeniyle ağır bedensel bir yaralanma söz konusu ise, yaralanan kişinin yakınları  da sadece manevi tazminat davası açabilirler. Bu durum Borçlar Kanunu’ndan açıkça anlaşılmaktadır.

 MADDE 56- Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.

Yargıtay uygulamalarına bakıldığında “ağır bedensel yaralanma” ,yaralanan kişinin uzuv kaybı yaşaması veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi olarak kabul edilmektedir.Dolayısıyla yaralanan kişinin durumu “ağır bedensel yaralanma”, olarak değerlendirilmediğinde Yargıtay bu davaları bozabilmektedir.Örnek olarak; Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan ilkeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları ışığında, iş kazası nedeniyle sağlık bütünlüğü bozulan sigortalının eş, anne ve baba ile çocuklarının manevi tazminat talep etme haklarının bulunduğu düşünülse dahi, olayın özelliğine, yaralanmanın niteliğine, meslekte kazanma gücündeki kayıp oranına ve özellikle ağır bedensel zarar oluşmaması nedenleriyle davacı eş, anne ve baba ile çocuklar lehine yansıma yolu ile manevi tazminat verilemeyeceğinin anlaşılmasına göre davacıların manevi tazminat istemlerinin reddine karar vermek gerekirken, manevi tazminat takdir edilmesi doğru değildir….demiştir.

Eğer trafik kazası sonucu kişi hayatını kaybetmişse, ölen kişiden yaşarken destek alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilmektedir. Ölen kişi evli ise eşi ve çocukları, bekar ise anne ve babasına destek verdiği karine olarak kabul edildiğinden bu kişilerin destek aldığını ispat etmelerine  gerek yoktur. Ölenin nişanlısı, amcası, dayısı vs ölen kişiden destek alması sebebiyle” destekten yoksun kalma tazminatı” talep edebilmeleri için ölen kişiden destek aldıklarını ispatlamaları gerekmektedir.

4-)Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Kim ya da Kimlere Karşı Açılabilir?

Trafik kazası hukuki statüleri bakımından haksız fiil olarak kabul edildiklerinden dolayı bir zararın meydana gelmesinden sonra doğal olarak ilk haksız fiil sorumlusu veya sorumlularına karşı bu dava açılır. Ancak trafik kazalarında bizzat kazayı yapan kişiler dışında da haksız fiilden dolayı sorumlu olanlar vardır. Trafik kazası neticesinde zarar meydana gelmiş ise aşağıdaki kişilere de maddi veya manevi tazminat davası açılabilir. Bunlar:

a-)Aracın Sürücüsü:

b-)Aracın Sahibi: 29198 sayılı KTK md.85/1’de belirtildiği gibi:

İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu

Madde 85 – Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.

 

c-)Aracın İşleteni:Trafik tescil kayıtlarında aracın sahibi olarak gözüken kimse, aynı zamanda aracın işeteni olarak kabul edildiğinden oluşan her türlü zarardan sorumludur.Dolayısıyla aracın işletenine de maddi ve manevi tazminat açılabilir.

d-)Sigorta Şirketi: Trafik kazasına karışan aracın Trafik Sigortası veya poliçe kapsamında göre Kasko Sigortası hangi sigorta şirketi tarafından yapılmışsa, o sigorta şirketi de ölüm, yaralanma veya diğer zararlardan sorumludur.

5-)Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Yetkili Mahkeme Neresidir?

Ölüm veya yaramalı trafik kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davasında birden fazla yetkili mahkeme mevcuttur. Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasına bakmaya yetkili mahkemeler şunlardır:

-Davalı ya da davalılardan herhangi birinin ikametgahı bulunan yerdeki mahkemede tüm sorumlu yada sorumlulara maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Bu yetki Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilmiştir. Şöyle ki:

MADDE 6- (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.

-Trafik kazasının meydana geldiği yer mahkemesinde de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.Şöyle ki:

MADDE 16- (1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.

-Trafik kazaları nedeniyle meydana gelen zarar nedeniyle, zarar görenin, yani davacının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.

-Trafik sigortası şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Şöyle ki:

MADDE 14- (1) Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.

6-)Trafik Kazaları Tazminat Nedeniyle Tazminat Davasında Görevli Mahkeme Neresidir?

Ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında kural olarak görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.HMK ‘da belirtildiği üzere;

MADDE 2- (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.

Trafik sigortasını yapan şirkete açılacak tazminat davasına bakmaya  görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi’dir. Çünkü, sigorta şirketinin sorumluluğu ticari bir işten kaynaklanmakta olup dolayısıyla trafik kazası nedeniyle aracın sürücüsü , sahibi ve işleteni ile birlikte aracı sigortalayan sigorta şirketine birlikte dava açılacaksa; tüm sorumlular hakkında Asliye Ticaret Mahkemesi’nde tazminat davası açılmalıdır.

7-)Ölümlü Trafik Kazalarında Tazminat Davasında Hangi Zararlar İstenebilir?

Ölümlü trafik kazası tazminat davası maddi ve manevi tazminat davasının bir türüdür. Ölümlü trafik kazalarında tazminat davasında iki tür tazminat talep edilebilir. Bunlar:

a-)Manevi tazminat:

-Ölenin yakınları(anne, baba, kardeş, eş, çocuk,nişanlı)ölüm dolayısıyla duydukları üzüntü, keder, acı, psikolojik bunalımlar sebebiyle manevi tazminat talep edebilirler.

-Ölenin her türlü cenaze gideri

-Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri

b-)Destekten yoksun kalma tazminatı:

Trafik kazasında ölen kişinin yakınları(anne, baba, kardeş, eş, çocuk, nişanlı ve destek verdiği herhangi bir kişi)kaza nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir.Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin hayat boyu desteğinden yoksun kalan kişilerin açtığı bir maddi tazminat türüdür. Destekten yoksun kalan kişiler, muhtemel destek süresi boyunca ölenden elde edecekleri mali menfaati tazminat sorumlularından talep edebilir.

Yargıtay Genel Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu bir kararda:

Özet: İşleten ile sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.

         İşletenin; eşi, usul ve füru, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanlar ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm ve yararlanmaları halinde bundan kaynaklanan zararların zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.

         Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.

         Davacıların ölenin salt mirasçısı değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, araç şoförünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduklarından, davalı sigorta şirketi zarardan sorumlu olup, davacılar davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilirler.demiştir.

 

8-)Yaramalı Trafik Kazası Tazminat Davasında Hangi Zararlar İstenebilir?

Yaramalı trafik kazası tazminat davası, yaralanan kişinin tazminat sorumlularına karşı açtığı bir maddi ve manevi tazminat türüdür. Yaralanan kişinin yakınları hiçbir şekilde maddi tazminat talebinde bulunamazlar. Ancak yaralana kişi ağır bedensel bir zarara uğramış ve bu davaya açabilecek durumda değil ise bu durumda yakınları bu davayı açabilmektedirler.

Yaralanmalı trafik kazası tazminat davalarında tazminat sorumlularından aşağıdaki zararlar talep edilebilir:

Manevi Tazminat: Yaralanan kişinin bizzat kendisi manevi tazminat isteyebileceği açık ve kesindir. Yaralanan kişinin yakınları ise ancak ağır bedensel bir yaralanma ve uzuv kaybı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunabilir. Aksi takdirde yaralanan kişinin yakınları manevi tazminat isteyemezler. Yaralanan kişinin isteyebileceği tazminat konusu Borçlar Kanunu’nda açıkça belirtilmiştir. Bunlar:

MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle şunlardır:

  1. Tedavi giderleri.
  2. Kazanç kaybı.
  3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.

 

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi bir kararında: Davalı sigortalı vekili aracın sürücünün izni dışında alındığını bu nedenle, zararın teminat kapsamı dışında kaldığını, bir sorumluluğunun bulunmadığını belirtmiştir.

Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletenin sorumlu olmadığı zararlar teminat dışıdır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 107. maddesi uyarınca çalınan aracın verdiği zarar nedeni ile araç işleteni çalınmasında kusurlu olmadığını ispat ederse zarardan sorumlu tutulamaz. O halde sigortalı araç işleteninin aracın çalınmasında kusuru olmadığını kanıtlaması gerekir.

Somut uyuşmazlıkta sigortalı aracın sürücüsü, diğer davalı A. ait benzin istasyonunda aracı pompa görevlisine bıraktığı sırada araç çalınmıştır. Daha sonra çalıntı araç davacıya çarparak yaralanmasına sebep olmuştur. Davalılardan A. hakkında yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/16 Esas sayılı dosyası ile olayda bir kusurunun bulunmadığına karar verilmiştir. Bu durumda araç malikinin aracın çalınmaması için her türlü önlemi aldığından sözedile-meyeceğinden kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece hatalı değerlendirme ile davalı araç maliki N.yönünden sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Kabule göre; Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemlerinde Borçlar Yasası’nın 47. maddesine göre karar verilir. Buna göre kazayı doğrudan yaşayan davacının, yasa koyucunun öngördüğü manevi acıyı çekmiş olduğu benimsenerek, olaya uygun ölçüde manevi tazminat takdir edilmesi gereklidir.demiştir.

 

9-)Trafik Kazalarında Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir?

Ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle hükmedilen manevi tazminatın amacı zarara uğrayanı psikolojik olarak rahatlatmaktır. Manevi Tazminatın amacı, davacı tarafın zenginleşmesi amacını kesinlikle taşımamalıdır. Mahkeme manevi tazminatı belirlerken şu hususları dikkate almalıdır:

-Tarafların sosyal ve ekonomik durumu

-Olayın meydana geliş şekli

-Tarafların kusur durumu

-Hak ve nesafet kuralları

Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin  bu konuda verdiği  bir kararda ; BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

O halde, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen miktarda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, zenginleşme sonucunu doğuracak şekilde yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Demiştir.

 

10-)Trafik Kazalarında Maddi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

Maddi tazminat miktarını belirlerken doğrudan uğranılan zarar ve kusur oranları göz önüne alınmakta ve buna göre bir belirleme yapılmaktadır.

Daha iyi hizmet almak için lütfen bir avukata başvurunuz..